İnce Memed Kimdir?
ince memed toroslar’dan gürledi
buhurcular kulak verip dinledi
onyedi kurşunu yedi ölmedi
dayan ince memed dayan
n’idelim gardaş n’idelim oy
tut elimden ince memed
gidelim dağlar gidelim oy
kıratın boynunda püsküllü koza
kanlarım damladı çimene toza
kurtulursam eğer sorarım size
buhurcular bölük bölük geldiler
atlarımı delik delik deldiler
duvarın dibinde resmim aldılar
ak kağıt üstünde
tanıyın beni gardaş n’idelim oy
dayan ince memed dayan
n’idelim gardaş n’idelim oy
tut elimden ince memed
gidelim dağlar gidelim oy…
Çukurovanın bağrından çıkan Anadoluyu saran ardından tüm dünyayı kucaklayan bir efsanedir İnce Memed Yaşar Kemalin kaleminden damlayan…
Yoksuldur Anadolu, yorgundur Anadolu, birinci dünya savaşının ardından. Varını yoğunu canlarını yitirmiştir Anadolu, özgürlük uğruna…
Yine gerekse yine verir canlarını hiç çekinmeden…
Yeni Türkiye Cumhuriyeti her alanda kalkınma hamleleriyle yenileşme modernleşme hamleleriyle yeni ufuklar açmaktadır…
Atatürk, 1929 yılında TBMM’yi açış konuşmasında toprak reformundan şöyle bahseder:
“Çiftçiye arazi vermek de hükümetin devamlı takip etmesi lazım gelen bir keyfiyettir. Çalışan Türk köylüsünün işleyebileceği kadar toprak temin etmek, memleketin üretimini zenginleştirecek başlıca çarelerdendir.”
Bu iyi niyetli çoğunluğu ön planda tutan çabalar hep birilerini rahatsız etmiştir…
Bin yıllık gelenek vardır köylünün Ağanın malı olduğu…
Bin yıllık gelenek vardır Ağanın Ağa, marabanın maraba olduğu…
Bu bozuk düzene karşı duran bir yumruktur Değirmenoluk köyünden İnce Memed…
Bu bozuk düzene karşı bir duruştur Sefil İbrahim ve Döne’nin tek oğlu İnce Memed…
Ve Aşıktır İnce Memed Hatçesine…
çakmağı yandıran kavdır
demiri dövdüren tavdır
dayan ince memed
şimdi direnecek çağdır
Abdi ağa Hatçeyi yeğenine almak istemektedir, bunun üzerine İnce Memed Hatçeyi alır dağa kaçırmak ister Abdi yeğeniyle peşlerine düşer çatışırlar yeğen ölür İnce Memed kaçmak zorunda kalır. Hatçe tutuklanır…
İnce Memed dağa çıkar eşkiyaya katılır.
Bu başarısız girişim köylüyü Ağaya yanaştırır İnce Memede karşı dururlar.
Güçlünün yanındadır köylü…
Abdi Ağa, Değirmenoluk’un da dâhil olduğu 5 köyün ağasıdır, zulmü ve baskısı ile köylüyü yıldırmıştır. Ağadan habersiz kuş uçmaz bu köylerde. Ona karşı çıkmak ne mümkün…
“Adam olmuş da… Adam olmuş da dağın İnce Memedi. Sefil İbrahimin oğlu. Adam olmuş da Abdi Ağamızın tarlasını dağıtıyor. Boyuna bak boyuna şunun. Gören yedi yaşında çocuk sanır. Sümsük! Tüfeği bile götüremiyor. Eşkıya olmuş da… Eşkıya olmuş da köy yakıyor. Babasının malı gibi bizim Ağamızın tarlasını, öküzlerini dağıtıveriyor.”
…
İnce Memed eşkiya Deli Durduya katılır. Deli Durdu, para için rahatça kan döken bir adamdır. Yol keser, soyduğu kimseleri donsuz bırakır. İnce Memed bu hareketleri beğenmez. Yanına birkaç arkadaşını da alarak çeteden ayrılır.
Onun ki soylu eşkıyalıktır İlkelidir, erdemlidir. Zenginden alıp fakire vermektedir…
“Düşünceler kafasına akın ediyordu. Düşünüyordu artık, dünya kafasında büyümüştü. Dünyanın genişliğini düşünüyordu. Değirmenoluk köyü bir nokta gibi kalmıştı gözünde. O kocaman Abdi Ağa, karınca gibi kalmıştı gözünde. Belki de ilk olarak doğru dürüst düşünüyordu. Aşk ile şevk ile düşünüyordu. Kin duyuyordu artık. Kendi gözünde kendisi büyümüştü. Kendini de insan saymaya başladı. Yatakta bir taraftan bir tarafa dönerken söylendi. “Abdi Ağa da insan, biz de…”
İnsanların eşit olduğu bir dünya adaletin herkese eşit mesafede olduğu bir dünyaydı istedikleri…
“Bu topraklar herkesindir…Toprağı o gavur yaratmadı. Beş köy köle ona çalışır. Çukurovada ağa da yok, bir şey de yok. (…) Konuşup tarlaları dağıtacağım. Kölelikten, kulluktan kurtulacaklar. Herkesin ektiği herkesin. Ellerin öküzler de kendilerinin olacak…”
İnce Memed, köylü tarafından çok sevilir, övgüler, methiyeler, efsanevi güçler atfedilir. Artık İnce Memed, köylünün umududur. ..
…
İnce Memed, Cumhuriyet ile birlikte gelen fakat, toplumun tamamına sirayet etmeyen toprak reformunu kendi eliyle gerçekleştirmeye çalışır. Karşısında kimi zaman halkı, kimi zaman ağaları, kimi zaman da devletin kendisini bulmasına rağmen bu duruşundan ödün vermemiştir…
Genç Türkiye Cumhuriyeti, 1923-1938 yılları arasında 246.431 aileye toplam 9.983.750 dekar toprak dağıtmıştır. 1940-1944 yılları arasında ise 619 köyde 53.000 aileye 875.000 dekar toprak verilmiştir. Vakıflar İdaresi tarafından satılan topraklar ise Ziraat Bankası tarafından satın alınıp çiftçilere dağıtılmıştır. 1944 tarihine kadar Cumhuriyet döneminde dağıtılan arazinin genel toplamı 11-12 milyon dekara ulaşmaktadır. Atatürk hayattayken dağıtılan toprak miktarı bu dönemde (1944’e kadar) dağıtılan toprakların %91’i gibi çok büyük bir kısmını oluşturmuştur.
Atatürk’ün ve genç Cumhuriyet’in bütün iyi niyetli çabalarına karşın aralıksız devam eden karşı devrimci ve emperyalist destekli “feodal isyanlar” ve Atatürk’ün zamansız ölümü, toprak reformunun yarım kalmasına neden olmuştur.
“Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi… Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. […] Ben etle kemik nasıl birbirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum.” der Yaşar Kemal…halk için var olduğunu, her zaman halkın yanında olduğunu tüm eserlerinde göstermiştir.
…
Kraldan Kralcılar Abdi Ağalar hep oldu olacak…
Küçük çıkarları için çoğunluğu satanlar hep olacak…
Ve onlara karşı duran İnce Memedlerde hep olacak…
Kalemine Sağlık Yaşar Kemal Büyük Usta…
Okumayı Sevmeyen Bir Ülkede Yazar Olmak Ne Zor Be Usta…
Okuna Okutula…
Sevilesi bir yazar Yaşar Kemal…
Okunası bir yazar Yaşar Kemal…
Peki Ya Sen Ne Yapıyorsun…