Aristoteles Kimdir?
Aristoteles Kimdir?
O Yunanlı bir Filozoftur…
İ.Ö 384 yılında Yunanistanın Stageira kentinde doğdu. Makedonya kralının hekiminin oğlu olan Aristoteles , Platon’un Akademi’sinde 20 yıl araştırma yaptı.
Platon’un Aristoteles’i “ayaklı akıl” ve evini “sahaf dükkanı” olarak nitelendirdiğini
biliyoruz.
Her şeye karşı doyumsuz bir merak duyan Aristoteles sahip olabileceği tüm nadir kiıapları satın alıyordu ve böylece dünyada kendi özel kütüphanesine sahip olan ilk kişi oldu.
Günümüze aktarılan bilgilere göre Aristoteles peltek peltek konuşan, cılız bacaklı, çelimsiz biriydi. Süslü şeyler giymiş olması belki de cılız görünüşünü telafi etmek
içindi. Sandaletleri ve giysileri daima son modaya uygundu ve parmakları
değerli taşlarla kaplı yüzüklerle süslüydü.
Platon, dünyayı sonuç olarak dinsel esaslardan yola çıkarak yorumlarken,
Aristoteles gerçeğe bilimsel bir açıdan yaklaşma eğilimi içerisindeydi.
O bir Biyologtur Türleri ve Sınıfları ilk ortaya koyan…
Assos’ta bir okul kurdu. Üç yıl sonra da Midilli Adası’nda bulunan
Mytilene’ye yerleşti ve burada da bir okul kurdu. Aristoteles’in o devirlerde
bitkilerin ve hayvanların sınıflandırılmasıyla ilgilendiği bilinmektedir. Numunelerini en çok, etrafı neredeyse tamamen dağlarla çevrili Geras Körfezi’nin sahilinde aramayı severdi. Burada yamaçlar bahar aylarında birer çiçek tarlası
gibidir; Aristoteles’in zamanında buralarda kurtlar, yaban domuzları, vaşaklar
ve hatta dağlarında ayılar yaşardı. Dünyanın ilk doğa kaşifi için bulunmaz
bir cennet. Doğa hakındaki eserlerinde Aristoteles bir sınıflar ve türler
hiyerarşisi oluşturmaya çalışıyor, ancak var olan malzemenin zenginliği
karşısında kalkıştığı işin altından kalkamaz oluyordu. Doğanın bir amaca ve
her ayrıntının bir işleve sahip olduğundan emindi. Doğada her şeyin bir anlamı
bulunduğunu iddia ediyordu.
Büyük iskender doğu seferinde her gittikleri yerden buldukları farklı bitki ve hayvanları Hocası olan Aristoteles’e gönderiyordu …
Biyolojinin Darwin’in evrim kuramı sayesinde
bu bulgulardan bir adım öteye gidebilmesi için iki bin yılı aşkın bir zamanın
geçmesi gerekti.
O Mantığın babası olan Aristotelestir…
Aristoteles’in en büyük başarısı mantık alanındadır. Daha doğrusu
onun mucididir. Ona göre mantık, tüm öğrenme olgusunun temeliydi. Platon,
diyalektik metod sayesinde (soru-cevap şeklinde gelişen tartışma) bilgi edinilebileceğini keşfetmişti. Ancak Aristoteles bu metodu kendi buluşu olan tümdengelim ile geliştirdi ve şekillendirdi.
Belirli gerçeklerin saptanması sırasında,keşfedilen gerçeğin ötesinde, zorunlu olarak bir şeylerin daha ortaya çıktığı görülmektedir. Örnek olarak aşağıdaki şu iki ifadeyi ele alalım:
“Tüm insanlar ölümlüdür.”
“Tüm Yunanlılar insandır.”
O halde bundan şu sonucu çıkartabiliriz:
“Tüm Yunanlılar ölümlüdür.”
Bu sonuç mantıksal olarak kaçınılmaz ve aksi iddia edilemez bir şeydir.
Aristoteles mantığını “çözüp ayırmak” anlamına gelen “Analytika” olarak
isimlendirmiştir.
Platon’un kuramları, Aristoteles’in değisikliklere
uğratılmış öğretileri şeklinde, ortaçağ felsefesi üzerinde çok etkili oldu.
Eserlerin bol miktarda karanlık noktaya sahip olması ve belirgin çelişkiler
içermesi bir şanstı, zira kuramları hakkında geliştirilen birbirinden
farklı yorumlar ortaçağ bilginleri arasında sonu gelmez tartışmalara neden
oldu.
Aristo’ya göre mantık isbat etmek sanatıdır.
O Büyük İskenderin Hocasıdır…
Makedonyalı PhilippYunanistan’ı yenmiş ve birbirleriyle sürekli sürtüşme halinde olan kent devletlerini tek bir devlet çatısı altında kendi monarşik egemenliği altına almıştı. Philipp, Aristoteles’e dikkafalı oğlu İskender’in özel öğretmeni olma
önerisini getirdi. Ne de olsa Aristoteles, daha önceden babası da Philipp’in babasının özel hekimi olduğu için aileden sayılırdı.
İ.Ö. 342 yılında, antik dünyanın en büyük düşünürü, zamanının
en büyük megalomanını eğitmeye çalışıyordu. Aristoteles 42, İskender ise
13 yaşındaydı. Buna rağmen dizginlerin İskender’in elinde bulunduğunu
duymak kimi şaşırtır ki?
Aristoteles Atina’ya geri döndü. Likabetos’un yamaçları dibinde bulunan büyük
bir spor salonunda bir okul açtı. Bu salon yakınındaki Apollon Lykeios tapınağına
aitti. (Yunanca Lykos kelimesi kurt anlamına gelir ve Apollon’un sıfatlarından
biriydi.) Bu nedenle Aristoteles’in okulu Lykeion olarak anıldı.
Bu ad günümüze dek ulaşmış ve Almanca Lyzeum, Fransızca lycée olarak Türkçede ise Lise olarak varlığını sürdürmektedir
Aristoteles 63 yaşındayken, 322 yılında bir mide rahatsızlığından ölmüştür.
Aristoteles’e göre eğitimliler ile eğitimsizler arasındaki fark, yaşayanlar
ile ölüler arasındaki fark gibidir. (Oku okut…)
Dünyaya dair varsayımlarla boğuşmaktansa onu araştırmayı tercih ederdi. (Harekete geç)
Aristoteles’in felsefesi bize öğrencilerinin tuttuğu notlardan ulaşmıştır. Bu notlar bir aşamada birkaç yüzyıl boyunca bir mahzende kilit altında kalmış ve ancak Romalı bir kitap koleksiyoncusunun bunları satın almasıyla gün yüzüne çıkmıştır!
Günümüze ulaşan eserleri:
The Athenian Constitution
Categories
On Dreams
On the Gait of Animals
On Generation and Corruption
On the Heavens
The History of Animals
On Interpretation
On Longevity and Shortness of Life
On Memory and Reminiscence
Metaphysics
MeteorologyOn the Motion of Animals
Nicomachean Ethics
On the Parts of Animals
Physics
Poetics
Politics
Posterior Analytics
Prior Analytics
On Prophesying by Dreams
Rhetoric
On Sense and the Sensible
On Sleep and Sleeplessness
On Sophistical Refutations
On the Soul
Topics
Virtues and Vices
On Youth and Old Age,
On Life and Death,
On Breathing
Aristoteles, bir çok sorunun cevabını bulmuş olabilir, ama temel soru ve sorunların
hangileri olduğunu ilk belirleyen kişi platon’dur.
Tarihte hiçbir insan dünyanın üzerinde Aristoteles kadar büyük bir etki bırakmadı ve bırakmayacaktır.
Evet dünyaya etkisi büyük insanların ortak noktasının çok okumak olduğunun başka bir örneğini de Aristotelestir…
Okumak Özgürlüktür…