Ali Suavi Kimdir?
Ali Suavi Kimdir?
O bir inkılapçıdır.
O laiklik prensiplerini ilk ortaya atan kişidir.
Din işlerini dünya işlerinden ayırmak fikrini ilk defa ortaya atmıştır. Rejim
davasını ele almıştır.
O Müslüman Tük milliyetçisidir, bir inkılapçıdır,
O bir Türkçü ilk Türkçüdür
Türkçülüğün ve Türkçülüğün prensiplerini koymuştur. Batıl itikatları kırmak ve düşünce hürriyetini kurmak içini akıl erdirebildiği kadar savaşıp durmuştur.
Kendini avrupalının dikte ettiği (Barbar medeniyetsiz ..) aşağılık duygusundan belki de ilk kurtaran,tarihe ve ilme sarılarak, vatandaşların Türk ırkının ve dilinin üstünlüğüne inandırmak için çırpınan ilk inkılapçıdır.
Ali Suavi’nin Türkçülük davasını özetle şöyledir;
1- Türk ırkı, askeri, medeni, siyasi rolleri bakımından bütün ırklardan üstün
ve eski bir ırktır.
2- Türk dili, dünyanm en zengin ve mükemmel dilidir.
3- Türkler dünya Kültürü üzerinde büyük roller oynadıktan başka, İslam kültürüne
dahi en büyük hizmeti onlar yapmıştır.
O ilk misaki milli tanımını yapandır.
Suriye, Filistin ve Irak’ı da içine alan Anadolu ve trakya.
Suriyeli, İraklı, Boşnak, Arnavut, Çerkez, Lâz, hepsi Türkçe konuşup Türkçe okuduğu ve yazdığı vakit Türklüğün içine girer.
Ali Suavi, “hâkim millet” sözü ile Türkçe konuşan Müslümanları kasdeder. Türkçe konuşan Müslüman,Türktür.
20 yaşında haçça gitmiştir.
O bir Türkçeci ve ilk Türkçecidir.
Yazı dilini konuşma diline yaklaştırmak ve imlayı sadeleştirmek için Muhbir gazetesinde sade bir dille yazılar yazmıştır. Fakat Ali Suavi’nin dilciliği gazeteyi halka daha kolay okutmak ve onunla daha iyi anlaşmak gibi dar bir çerçeve içinde kalmaz,
Şüphesiz böyle bir davanın, Türk dilinin kuvvetine, zenginliğine ve yeterliğine inanmak gibi sağlam bir temeli olmalıdır. Ali Suavi Türk diline ait doğu ve batı kaynaklarında ne yazılmışsa hemen hemen okumuştur.
Ali Suavi, bir davayı sonuna kadar güden ve onun uğruna korkusuz, telaşsız, gurur ve imanla başını vermiş bir inkılapçıdır.
Ali Suavi, Türk inkılabı tarihinde eşsiz bir fikir kahramanıdır.
O devrin Osmanlı rüştiyelerinde ve medreselerinde kendi kendini yetiştiren bir adamdır.
Ali Suavi Çankırı’nın Çay köyünden İstanbul’ a gelerek kâğıt mühreciliği (yazılmaya
hazırlama) yapan Hüseyin Efendi’nin oğludur. Aksaray’da doğmuştur.
Mekteplerde ve medreselerde okumuştur.
Rüştiye öğretmenliği sınavlarını birincilikle
kazanmıştır.
Simav ve Bursa rüştiyelerinde hocalık etmiştir.
İstanbul’a dönerek bir müddet sonra Filibe rüştiyesine tayin edilmişse de orada cemaat
teşkilatı yaptığı için azledilmiştir.
Tekrar İstanbul’ a gelen Suavi Muhbir gazetesinde heyecanlı makaleler yazmaya ve camilerde vaazlar vermeye koyulmuştur. Yazıları ile vaazlarından bir kısmı iyi karşılanmadığı için Kastamonu’ya sürülmüştür.
1869’da buradan Avrupa’ya kaçarak Mısırlı Mustafa Fazıl Paşa’nın Genç Osmanlıları arasına katılmıştır.
Londra’da Muhbir ve Paris’te Ulûm gazetelerini çıkartmıştır.
Alman orduları Paris’e yaklaştığı vakit, Lyon’a giderek “Muvakkaten” adı altında bir küçük gazete çıkarmıştır.
Beşinci Murad tahta çıkınca İstanbul’a gelerek Basiret gazetesinde çalıştığı sırada Mekteb-i-Sultani (GalatasarayLisesi) müdürlüğüne geçirilmiştir.
Abdülhamid kendisini bu müdürlükten azletmiş, altı ay işsiz kalmıştır.
Beşinci Murâd’ı tekrar tahta çıkarmak için gizli bir cemiyet kurmuş ve 20 Mayıs 1878’de 500 kadar Rumeli muhaciri de Çırağan Sarayı’na hücum etmiştir.Beşinci Murad’ı dairesinden çıkarmış iken, vaka yerine yetişen Beşiktaş Muhafızı Hasan Paşa’nın sopası ile ölmüştür.
Ali Suavi, kısacık hayatında, hiç de az sayılmayacak sayıda eser bırakmıştır:
1- Ehemmiyet-i Hıfz-ı Mal, Filibe 1865
2- Santorin Risalesi, Filibe 1866
3- Hukuku’ş-Şevari, İstanbul 1908
4- Defter-i Amal-ı Ali Paşa, Paris 1871
5- Türkiye Fi 1288, Paris 1871 (yıllık)
6- Mısır Fi 1288, Paris 1873 (yıllık)
7- Türkiye Fi 1290, Paris 1873 (yıllık)
8- Hive Fi Muharrem1290, Paris 1873
9- Nasreddin Şah, Paris 1873. (Hüseyin Çelik, Ali Suavî ve Dönemi, 467-545)
10- Bilim Eğitim Sözlüğü (ilk resimli Ansiklopedimiz)
O Kimilerine göre, olağan üstü zeki, büyük alim, değeri bilinmemiş idealist, kahraman şehit; kimilerine göre, cahil, şarlatan, küçük adam, megalo manyak, mağrur, hain ve ajandır…
Şevket Süreyya Aydemir Tek Adam romanında ondan bir kahraman diye bahseder…
Falıh Rıfkı Atay derki; “Bugün bile onun fikrlerine ihtiyacımız var”…
Tarihi değerlendirirken sıcak koltuklarımızda Vicdan süzgecinden defalarca geçirmeli tarihi yaratanlara layık Tarih yazıcıları olmalıyız…