Schopenhauer Kimdir?
Schopenhauer Kimdir?
O Alman bir Filozoftur…
Arthur Schopenhauer 22 Şubat 1788 yılında günümüzde adı Gdansk
olan Danzig’te doğdu.
PrusyalIlar 1793 yılında Danzig’i işgal ettiklerinde, baba Schopenhauer kenti
terk ederek işi ve ailesiyle beraber serbest ticaret kenti Hamburg’a taşındı.
Schopenhauer’in erken eğitimi Fransa, ingiltere, isviçre, Avusturya gibi ülkelerde sürekli bir seyahat süreci içinde gerçekleşmiştir.
20 Nisan 1805 babası ambarların bulunduğu binanın çatısına çıkarak kendisini kanala
attı. İntiharın kesin nedenleri bilinmiyor; evliliği eziyetli bir hal almıştı;
Annesi işi tasfiye ederek ailenin yüklüce bir servete sahip olmasını sağladı.
Babası öldükten sonra kısa bir süre baba mesleğini yaptı İçindeki öğrenme arzu ağır bastı ve okumak için önce Gotha’ya sonra Weimara ardından da Göttingen’e taşındı.
Tıp okumak için kaydoldu fakat felsefe okudu.
Kantçı bir araştırma olan tezi ‘Yeter Sebep Önermesinin Dört Kökü” (Über die Vierfache
Wurzel des Satzes vom zureichenden Grunde) başlığını taşıyordu. (mantıksal, fiziksel, matematiksel ve ahlaki).
Schopenhauer Dresden’de yaşadı. Bin sayfayı aşan ve en büyük eseri olan
“İrade ve Fikir Olarak Dünya” (Die Welt als Wille und Vorstellung) adlı kitabını
burada kaleme aldı. Schopenhauer’e göre algıladığımız dünya, tasarımlardan ve Kant’ın betimlediği arı fenomenlerden oluşuyor.
Schopenhauer’ın ilk yapıtı İrade ve Fikir Olarak Dünya hemen hemen hiç satmadı.
Hegel ve Fichte hakkında ısırgan fikirleri, meslektaşlarının ona büyük bir sempatiyle yaklaşmasını sağlamamıştı.
Schopenhauer insan olarak çekilmez biridir, ancak yazıları olağanüstü güzelliktedir.
Platon’dan bu yana gelmiş geçmiş en iyi üsluba sahip kişidir, düşüncelerini çok ateşli ve canlı bir şekilde yazıya dökmüştür.
Sokrates’ten bu yana hiçbir felsefe, yaratıcısının kişiliğinden bu kadar izler taşımadı.
Schopenhauer’i ilginç kılan başka bir şeyde “Karamsarlığın Filozofu” olarak tanınıyor olmasıdır.
Schopenhauer’in sanata dair görüşleri itinalıydı; bu görüşlerini kaleme alırdı. Ona göre müzik en yüce sanattı. Müziğin ardından şiir ve mimari gelirdi.
Schopenhauer’in eseri uzun yıllar, hatta onyıllar boyunca şaşılacak derecede
başarısız oldu. Bunda Hegelin en popüler zamanında olması etkiliydi. Ve ondan nefret ediyordu.
1819’da “İstem ve Tasarım olarak Dünya” nihayet yayınlandı.
ikinci felsefi eserini yayınladı: “Doğadaki İstem Üzerine” (Über den Willen in der Natur).
Bu esere “İkincil Eserler ve Geriye Kalmış Yazılar” anlamına gelen “Parerga und Paralipomena” adını verdi.
Kitaptaki aforizmalar değişik konular işliyor ve bazıları gerçektende çok komik. Günümüzde bile hâlâ yazıldıkları zamandaki kadar canlı güncel ve kışkırtıcılar.
Schopenhauer içinde anarşist bir ruh taşıyan ve yaratıcı bir egoizm ile zenginleştirilmiş
agresif bir muhafazakârlığı temsil ediyordu.
Nisan 1853’de “Parerga und Paralipomena”
Londra’da yayınlanan Westminster Review’da övgüye değer bulundu.
otuz beş yıllık bir bekleyişten sonra, kendi deyişiyle “Nil nehri Kahire’ye ulaştığında”, altmış beş yaşındaydı. Gerçekten hak ettiği şöhretin tadını çıkardı. Yedi yıl sonra, 21 Eylül
1860’da öldü.
Schopenhauer, felsefi formasyonunu büyük ölçüde Kant’a borçludur.
Ona göre Kant, modern zamanların tartışmasız en büyük düşünürüdür.
Schopenhauer’in tartışmalı karamsar yazıları takip eden
kuşakların yazarları, sanatçıları ve düşünürleri üzerinde kalıcı etkiler bırakacaktı.
Schopenhauer Richard Wagner’i, Wagner de Nietzsche’yi etkileyecektir.
Zamanın Almanya’sında Schopenhauer’in devrim niteliğindeki felsefi
düşünceleri entellektüel durgunluk da göz önüne alındığında o denli büyüktü
ki, kendisine taraftar değil, müridler yaratacaktı.